3 Mart 2017 Cuma

Temiz Havanın Faydaları

Temiz bir hava, soluduğumuz havanın içerisindeki oksijen ve diğer gazların miktarı ile ölçülür. Soluduğumuz hava içerisindeki gaz oranlarını bilmiyoruz, ancak farkında olmasak da sağlıksız hava koşullarında çok büyük yan etkiler yaşıyoruz. Temiz hava soluyan insanlar ile sağlıksız hava soluyarak yaşam süren insanların arasında yapılan araştırmalar ve sahip oldukları hastalıklar incelenerek, aslında aralarında ne kadar da önemli bir ayrım olduğu öğrenilebiliyor. 

Büyük Şehirlerdeki Oksijen Oranı

Doğal ortamlarda temiz hava içerisindeki oksijen miktarı %20 ile 22 arasında değişim gösterirken, şehirlerde bu oran %17’lere kadar düşebilmektedir. Oksijen miktarı oranındaki %4 gibi ufak bir farklılık bile ciddi sağlık sorunlara sebebiyet verebilmektedir. 

Temiz Havadaki Sağlık

Temiz hava olarak nitelendirdiğimiz bol oksijen miktarına sahip bir havayı tüketmek ile birlikte nelerden korunduğumuzu ele alarak konumuza devam edelim. Bizler farkında olmasak da soluduğumuz havanın yaşamımızdaki havayı ve özellikle de sağlığımızı nasıl etkileyebileceğini görelim.

Beynin sağlıklı çalışması için temiz hava büyük bir öneme sahiptir.
Kapalı bir oda içerisinde uzun süre bulunduğumuzda belli bir süre sonra başımızda ağrı hissetmeye başlarız. Bu baş ağrısı aslında, oksijen yetersizliğini bizden önce algılayan beynimizin otokontrolü ele alarak verdiği ilk sinyallerdir. Dikkate alınmazsa ya da bu durumu değiştirebilecek bir çözüm bulunamazsa ilerleyen aşamalarda bayılmalar gözlemlenir. 

Temiz havanın faydaları kanımızın temizliğinde de büyük bir rol oynar. Aldığımız havanın toplandığı yer olan karaciğerde bulunan oksijen kanımızın temizliğini sağlar. Aynı zamanda nefes verirken dışarıya bıraktığımız karbondioksit ile birlikte kanımızdaki kirli gazların vücudumuzdan uzaklaştırılmasını da mümkün hale getirmiş oluruz. 
Temiz havanın alınamaması gibi sebeplerde ilk karşılaşılan belirti halsizlik ve çabuk yorgunluk durumudur. Büyük ve kalabalık şehirlerde yaşayan insanların ‘neden hemen yoruluyorum’ sorularının cevabı da soluduğumuz havanın formülünde gizlidir. 

Oksijen Kaynağı Çam Ağaçları Ne Kadar Oksijen Üretir

Yaşadığımız süre boyunca oksijene ne kadar bağlı olduğumuzun farkında bile değiliz. Ancak boğulma tehlikesi ile karşılaşmış bir insan yaşam için oksijenin ne kadar önemli olduğunu hissedebilir. Ancak sadece 1-2 dakikalığına bile olsa nefesimizi tutmayı denediğimizde oksijenin önemi ve oksijensizliğin ne kadar da zor olduğu bizzat deneyimlenerek anlaşılmış olacaktır.

Günümüzde oksijen sıkıntısı çekmiyor olabiliriz. Ancak üretim olmadan tüketimin olduğu her yerde bir son olduğunu da hatırlamamız gerekir. Dünyada her geçen gün bir çığ gibi artan insan nüfusunun karşılığında ihtiyaç duyulan oksijen miktarı da artmaktadır. Bu tüketime cevap verecek olan ağaçların sayısı da maalesef ki orantılı olarak artması gerektiği yerde, tersine azalmaktadır. İnsanoğlunun bu durumun ciddiyetini idrak ettiğinde müdahale edilebilmesine çok geç kalınmış olunabilir. Bu sebeple özellikle oksijen kaynağının en bol olduğu ağaçlar listesinin ilk sırasında yer alan çam ağacı sayısını bugünden itibaren tüm dünya genelinde arttırma çalışmalarını sürdürmek son derece önemlidir.

Çam Ağacının Ürettiği Oksijen Miktarı

Aklınıza daha önce bir çam ağacının ne kadar oksijen üretebileceği sorusu takılmış olabilir. Ya da bu yazımızın ardından çam ağacının ürettiği oksijen miktarı hakkında merak edenleriniz olabilir. İşte sizi şaşırtacak cevap: Bir çam ağacının, tek başına 1 saat içerisinde ürettiği oksijen miktarı tam 40 kişinin bir saatte ihtiyaç duyacağı kadardır. Birim hesabı ile cevaplamamız gerekirse: 1 hektar çam ormanının yılda ürettiği oksijen miktarın 30 tona tekabül ettiğini söyleyebiliriz.

Tüm bu bilgilerin ışığı altında, ağaçlandırma çalışmaları içerisinde neden en çok çam ağacına yönelindiği sorusunun cevabı da ortaya çıkmış olacaktır. Sizler de çocuklarınızın ve gelecek nesillerin hayatlarını düşünüyor, önemsiyor ve bu konuda yardımcı olmak için bir şeyler yapmak istiyorsanız, çevremizi ağaçlandırma projelerine destek olabilirsiniz.

Isırgan Otu Faydaları Nasıl Kullanılır

Isırgangiller ailesinden olan ısırgan otu sanıldığı gibi sadece Mayıs ile Ağustos aylarında yetişen bir bitki değildir. Mayıs ile Ağustos ayları arasındaki dönemde çiçeklendiği doğrudur ancak sadece bu aylarda değil yılın tüm aylarında yetişebilen bitkilerdendir.
Isırgan otu yeni keşfedilmiş bir bitki değildir. Hatta ısırgan otunun sahip olduğu şifalar sebebiyle kullanımı araştırıldığında elde edilen kanıtlar, Vikingler zamanına kadar uzandığını göstermektedir. Sonuç olarak şifalı bitkiler denildiğinde ilk akla gelen bitkilerden olan ısırgan otunun keşfi oldukça eskiye dayanmaktadır.

Isırgan Otu Neden Kaşındırır?

Isırgan otunun üzerinde bulunan tüylere ‘emergenz’ denilmektedir. Bu tüyler aslında o kadar güçlü bir kaşıntıya sebep olacak kadar sert bir yapıda değildir.  Ancak içeresinde bulunan formik asit ve histamin ismi verilen maddeler sebebiyle cilt üzerinde kaşıntıya ve sonucunda da tahrişe sebep olmaktadır. Her ne kadar ısırgan otunun sahip olduğu bu maddeler cildin tahriş olması sebebiyle korkulsa da aslında tıp dünyasının birçok ilaç üretiminde kullandığı maddeler arasında yer alır. Dolayısı ile kaşıntıya ve tahrişe sebep olan tüyleri içeresindeki maddeler, aslında ısırgan otu faydaları arasında yer alır

Isırgan Otunun İçerisinde Neler Var?

Isırgan otunun tüylerinde (emergenz) bulunan formik asit ve histamin haricinde birçok mineral ve vitaminler vardır. Potasyum tuzları, A ve D vitaminleri, organik asitler ve aynı zamanda C vitamini ısırgan otunun içeriğini oluşturmaktadır.
İçerisindeki tüm vitamin ve mineraller incelendiğinde, ısırgan otunun faydaları şu şekilde listelenebilir. İdrar söktürme, cinsel ve bedensel anlamda güçlendirme, anti- alerjik, mukoza sağlamlaştırma, adet kanamalarını düzenleme, iltihap söktürücü, kan temizleyici, romatizma ağrılarını dindirme, ödem şikayeti olanlarda vücuttaki fazla suyu atma ve en yaygın olarak da zayıf saçları kuvvetlendirme özellikleri ile bilinirler. Her derde deva niteliğinde olan ısırgan otundan, birçok dünyaca bilinmiş olan kozmetik ürün markaları yararlanmaktadır. Hatta tıp dünyasındaki ürünlerin içeriğinde de sıkça karşılaşılmaktadır.